TÜİK Başkanı açıkladı: Haziran enflasyonu neden düşük geldi?
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Başkanı Erhan Çetinkaya, Haziran ayı enflasyon oranının beklentilerin altında gerçekleşmesinin gerekçelerini kamu zamlarının temmuz ayına ertelenmesi, kurdaki istikrar ve tarihsel olarak yaz aylarının düşüşe katkısı olarak sıraladı.
Çetinkaya, bir grup gazeteciyle düzenlediği toplantıda, “Neden tam da maaş zam oranlarının belirleneceği zaman böyle bir rakam açıklanıyor?” eleştirilerinin anımsatılması üzerine “Sorunun muhattabı biz değiliz” derken, zamların zamanlaması konusunda Hazine ve Maliye Bakanlığı’nı işaret etti. Çetinkaya, “Elektrik zammını 1 Temmuz’da veya 1 Haziran’da yapmanın inanılmaz bir farkı var. Yarım puan veya daha fazla etkiliyor. Bu tercih bu yönde kullanıldı” değerlendirmesini yaptı.
Bloomberg’in haberine göre Çetinkaya, bir diğer etkenin yaz aylarında yaşanan düşük enflasyon olduğuna değinirken, “30-40 yıllık aylık enflasyon verilerine baktığınız zaman Haziran ayı her zaman, her zaman en düşük aydır. Yani çoğu yıl negatif gelmiştir. Geçtiğimiz 2 yıl boyunca seçim atmosferinden kaynaklı veya aşırı kur hareketlerinden hareket ettiklerinden kaynaklı bir birikmişlik vardı” diye konuştu.
‘Kimse madde fiyatı açıklamıyor’
TÜİK’in 2022’e açıklamayı durdurduğu madde fiyatları da son günlerin tartışma konusu. Çetinkaya toplantıda bu konudaki kararı savunurken, tüm dünyanın endeks açıklama metodunu uyguladığını söyledi.
Bloomberg’in haberine göre, Çetinkaya, ürün fiyatlarının aylık ortalama fiyatları içermesi nedeniyle bir sonraki ayın 3. günündeki cari durumu yansıtmayabileceğini söyledi. Çetinkaya, “600 bin fiyatın içerisinden siz birkaç tanesini seçip örneğin, Van’ın BİM şubesinde satılan normal domates ile İstanbul’un Etiler şubesindeki Macrocenter’da satılan çeri domatesi birbiriyle karşılaştırırsanız bir mana ifade eder. Ama domates fiyatı dediğiniz zaman dünyanın hiçbir yerinde olmadığı gibi Türkiye’de de bir manası olmaz. Dolayısıyla bütün dünyanın yaptığı şey o aradaki düzeyler ile ilgili fiyat açıklamak değil, endeks açıklamaktır” diye konuştu.
Çetinkaya son olarak hem veri miktarındaki artış hem de bunlardaki dijital yollarla alınma oranının artmasına değinirken, “Hesap ucu ucuna yetişirken, kalkıp bir de bir anlatıcılığı olmayan fiyatlar hesaplamaktan vazgeçtik. Bu yüklü, ağır ve dünyada kimsenin yapmadığı bir iş” dedi.
‘Şirket kârlılıkları enflasyonu artırıyor’
Dünyadaki şirket kârlılıklarının enflasyona etkisi tartışmalarına değinen Çetinkaya, Türkiye’de de bu etkinin gözlemlendiğini belirtti ve “Evet, şirket kârları enflasyon üzerinde arttırıcı bir etkiye sahip görünüyor. Türkiye’de yapılan akademik araştırmalar da onu gösteriyor” ifadesini kullandı.
Enflasyonun yavaşlama trendine gireceğini belirten Çetinkaya, buna karşın konunun gündemde kalmaya devam edeceğini belirtti ve “Bu tartışılsın diye söylemiyorum ama enflasyonun %75 olmasıyla %45 olması arasında nasıl bir fark var bunu bir irdelemek lazım diye düşünüyorum. Bana sorarsanız bir fark yok. Fiyatlar gene artıyor” dedi.
ENAG’a eleştiri
Toplantıda Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) çalışma yöntemiyle ilgili de eleştiriler dile getiren Çetinkaya, “Neyi nasıl hesapladığı ile ilgili herhangi bir bilgi yok. Ama şunu biz yakalayabildik: Her ay mesela sahibinden.com girip ev fiyatlarına bakıyorlar. Geçen ay şuydu, fiyat şu olmuş gibi bir hesap yapıyor her ay. TÜİK 5 bin civarında kiralık konutu takip eder. Türkiye’deki kiracıların sadece yüzde 5’i-10’u ev değiştiriyor. Kiradaki fiyat artışları enflasyona geç yansır” değerlendirmelerini yaptı.
TÜİK Başkanı son olarak toplantıda algılanan enflasyon ile açıklanan enflasyona ilişkin de değerlendirmelerde bulundu. Türkiye’de bu farkın diğer ülkelere göre çok daha az olduğunu belirten Çetinkaya, “Ama diyebilirsiniz ki; Türkiye’de enflasyon nominal olarak çok yüksek olduğu için bu can acıtıcı. Daha fazla söyleyecek bir şeyim olmaz” dedi.